ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’deki devam eden çatışmayı bitirecek iddialı bir anlaşmayla gündeme damga vurdu. 29 Eylül 2025’teki Beyaz Saray zirvesinde duyurulan 20 maddelik plan, savaş sonrası yönetimden rehinelere kadar kritik unsurları kapsıyor. Ancak Hamas’ın tepkisi belirsizliğini korurken, Trump’ın “tam destek” vaadi ve Netanyahu’nun kararlılığı, Orta Doğu’nun kırılgan dengesini sarsıyor. Bu gelişme, 2023’ten beri süren çatışmanın dönüm noktası olabilir mi?

Planın Detayları: Trump Liderliğinde Geçici Yönetim ve Acil Ateşkes
Anlaşmanın kalbi, 20 maddelik bir çerçeve: Savaş sonrası Gazze’de Trump’ın başkanlık edeceği bir yönetim kurulması ve İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’in de dahil olacağı geçici bir ekip oluşturulması. Gazzelilerin zorunlu yerinden edilmemesi garanti altına alınırken, her iki tarafın onayıyla “derhal” ateşkes öngörülüyor. Planın en kritik maddesi, İsrail’in onayı sonrası 72 saat içinde tüm rehinelerin serbest bırakılması. Bu yapı, hem insani yardım akışını hızlandıracak hem de Gazze’nin yeniden inşasını koordine edecek – Trump, bunu “barışın mimarı” olarak konumlandırıyor.
Liderlerin Açıklamaları: “Yaklaştık Ama Hamas Anahtar”
Ortak basın toplantısında Trump, “Bence çok yaklaştık, ama Hamas’la ilgilenmemiz gerekiyor” diyerek umutlu bir ton tutturdu. Hamas planı reddederse, İsrail’e “tam desteğim var” vurgusu yaptı ve Filistinlileri “kendi kaderlerini belirlemeye” çağırdı. Netanyahu ise daha sert: “Eğer Hamas reddeder veya numara yaparsa, İsrail tek başına bitirecek. Kolay yoldan veya zor yoldan, ama yapılacak.” Bu retorik, Trump’ın diplomasisini Netanyahu’nun askeri duruşuyla dengeleyerek, anlaşmanın kırılganlığını gözler önüne seriyor – barış mı yoksa yeni bir baskı mı?
Arka Plan ve Gelişmeler: Katar Özrü ve İzolasyon Riski
7 Ekim 2023’teki Hamas saldırısında 1.200 İsraillinin öldüğü çatışma, Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre 65 binden fazla can kaybıyla devam ediyor – yarısı kadın ve çocuk. Bu anlaşma, Netanyahu’nun Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman es-Sani’ye, Hamas hedeflerine füze saldırısında bir Katar askerinin ölümü için özür dilemesiyle paralel geliyor. Beyaz Saray, bunu “samimi bir konuşma” olarak nitelendirdi ve İsrail’in gelecekte benzer ataklar yapmayacağını teyit etti. ABD’nin nadir İsrail eleştirisiyle birleşen bu özür, Netanyahu’nun iç koalisyonunun kırılganlığını ve uluslararası izolasyonunu artırıyor – Katar ve diğer Körfez ülkeleriyle ilişkiler, barışın anahtarı olabilir.
Gündeme dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz.