The Witcher 3: Wild Hunt, yalnızca CD Projekt Red’in değil, tüm oyun endüstrisinin hafızalara kazınan en güçlü RPG deneyimlerinden biri oldu. 2015’te piyasaya sürülmesinden bu yana, açık dünya tasarımı, karakter derinliği, yan görev çeşitliliği ve hikaye anlatımıyla oyuncular arasında özel bir yer edindi. Bu başarının ardından geliştirilen Cyberpunk 2077’nin sancılı çıkış süreci, stüdyonun üzerindeki baskıyı artırırken, şimdi gözler tamamen yeni bir Witcher oyununa, yani The Witcher 4 olarak anılan projeye çevrildi.Ancak bu kez stüdyonun yalnızca teknik başarıyı değil, duygusal ve anlatımsal bir efsaneyi geçme gibi zorlu bir görevi var. CD Projekt Red‘in hikaye yönetmeni Philipp Weber ise bu durumun ağırlığını açıkça dile getiriyor. Weber’e göre, The Witcher 3’ün ulaştığı seviyeyi matematiksel olarak geçmek neredeyse imkansız. Çünkü oyunların değeri, büyük ölçüde “öznel” değerlendirmelere dayanıyor.
Başarıyı Tekrarlamak mı, Yoksa Yeniden Tanımlamak mı?
Weber, verdiği bir röportajda şu ifadeleri kullanarak beklentileri hem saygı ile karşılamış hem de bu hedefin sınırlarını çizmiştir:
“The Witcher 3’ten daha iyi bir RPG yapmak istiyoruz ama bu oldukça karmaşık bir hedef. Oyuncuların duygusal bağları, oyunun ulaştığı kültürel statü ve zamanla kurulan ilişkiler, yeni bir oyunla doğrudan kıyaslanabilir şeyler değil.”
Bu açıklaması aslında oldukça insani bir açıklama. Çünkü bir oyunun “iyi” veya “efsanevi” olması, yalnızca teknik başarılarla veya grafik kalitesiyle ölçülemez. The Witcher 3’ün başarısı, içeriğin zenginliğiyle olduğu kadar oyuncuların o evrene duyduğu aidiyet hissiyle de doğrudan bağlantılıydı. Geralt‘ın sessiz iç dünyası, Ciri‘nin kaderi, Yennefer ile olan aşkın dalgalanmaları; tüm bunlar oyuncuların belleğinde gerçek bir roman gibi yer etti.
“The Witcher 4” Hakkında Neler Biliyoruz?
The Witcher 4 hakkında şu ana kadar gelen resmi bilgiler oldukça sınırlı. Ancak önemli bir detay var: Geralt bu kez ana karakter değil. Onun yerine bu sefer başrolde Ciri var fakat Ciri‘nin başrolde olacağı da Geralt‘ı göremeyeceğiz anlamına gelmiyor. Fragmanın sonunda Geralt‘ın seslendirmeni olan Doug Cockle‘ın sesini duyuyoruz. Bu yaşanan olaydan ötürü de oyunda Geralt’ın görüleceği düşünülüyor. Oyundaki etkisi ne kadar olur bilinmez fakat tahminlere göre kendisi Vesemir gibi bir akıl hocası olup Ciri‘ye yol gösterip desteğini sunacak. Bu da hikaye anlatımı açısından bambaşka bir sayfa açılacağını gösteriyor.
Oyuncu Beklentisiyle Gerçekçilik Arasında İnce Bir Çizgi
Philipp Weber’in dürüst yaklaşımı aslında birçok oyun geliştiricisinin dile getirmediği ama hissettiği bir şey: Oyuncu beklentileri ile yaratıcı vizyon arasında denge kurmak. The Witcher 3 gibi bir başyapıtın ardından gelen her adım, doğal olarak dev bir gölgenin altında atılıyor. Oyun endüstrisi, başarıya ulaşmış bir formülü tekrar etmeye yatkın olsa da, Weber ve ekibinin bu formülü birebir kopyalamak yerine geliştirmeye ve yenilik katmaya çalışması saygı duyulacak bir yaklaşım. Özellikle CD Projekt Red‘in yaşadığı Cyberpunk krizi sonrası, şirketin artık çok daha dikkatli ve özenli ilerlediği gözleniyor.
“The Witcher 4″: Bir RPG’yi Yeniden Tanımlamak Mümkün mü?
Yeni Witcher oyununda hangi yeniliklerin olacağına dair pek çok söylenti var. Unreal Engine 5 ile geliştiriliyor oluşu, grafiksel anlamda büyük bir sıçrama yaşanacağını garantiliyor. Ancak asıl mesele bu değil: Oyuncular, grafiklerden çok, bir hikayenin içinde kaybolmak istiyor. Weber de tam olarak bu noktaya parmak basıyor. Oyuncunun karakterle bağ kurabileceği, kararlarının dünyayı etkilediği, her görevin bir anlam taşıdığı bir deneyim hedefleniyor. Bu bağlamda The Witcher 4’ün yalnızca bir RPG değil, bir “duygu aktarımı” projesi olması amaçlanıyor.
Sonuç
The Witcher 4, her açıdan büyük bir proje. Ancak bu büyüklük, sadece teknolojik yenilikten veya devasa dünyalardan ibaret değil. Asıl mesele, oyuncuların kalbine dokunan bir anlatı sunmak. Philipp Weber’in açıklamaları, bu projenin yalnızca bir devam oyunu değil; duygusal, anlatımsal ve felsefi açıdan da yeni bir sayfa açma amacı taşıdığını gösteriyor.Elbette her oyuncu için “en iyi RPG” tanımı farklıdır. Ancak önemli olan, bu tanıma yaklaşma çabasıdır. CD Projekt Red’in önceki başarılarını gölgede bırakmak kolay olmayacak ama Witcher 4’ün, kendi yolunu çizeceği ve bu yolun sonunda yine milyonlarca oyuncunun kalbine ulaşacağı kesin gibi görünüyor.
