Deprem riski yüksek bölgelerde yaşayan insanlar ve ilgili kurumlar için erken uyarı sistemlerinin önemi her geçen gün artmaktadır. Bu sistemler sayesinde, deprem gerçekleşmeden önceki kritik birkaç saniye kullanılarak alınabilecek önlemler, can ve mal kaybını ciddi ölçüde azaltmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün (KRDAE) yaptığı çalışmalar, bu alanda ciddi ilerlemeler kaydetmiş ve teknolojiyi daha erişilebilir hale getirmiştir.
KRDAE, Marmara Bölgesi’nde yürütülen deprem erken uyarı projelerini ileriye taşıyarak, modern istasyon ağı ve gelişmiş algoritmalarla saniyeler içinde uyarı verebilen yeni nesil test sistemleri geliştirmiştir. Bu çalışmalar, özellikle ulaşım altyapısı ve kritik altyapıların güvenliğini artırmayı amaçlamaktadır. Bu teknolojik gelişmeler, sadece bilimsel açıdan değil, aynı zamanda toplumsal güvenlik ve kriz yönetimi açısından da büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde ve dünya genelinde, deprem erken uyarı sistemleri üzerinde yapılan çalışmalar, afetlerin etkisini azaltmak ve toplumların dayanıklılığını artırmak yönünde önemli adımlar olarak kabul edilmektedir.

Deprem Erken Uyarı Sistemi
Müdür Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, bu yeni sistemin amaç ve fonksiyonlarını detaylandırırken, önemli noktalardan biri veri iletim sürelerini minimize etmek olmuştur. Özellikle, yeni istasyonlarla veri iletim gecikmesi sadece 0.2 saniyeye kadar düşürülerek, sistemin zamanı etkin kullanması sağlanmış ve gerçek zamanlı uyarı kapasitesi güçlendirilmiştir. Bu gelişmenin sonucu olarak, Marmara Denizi’nde olası bir depremde, uyarıların 6-9 saniye içerisinde otomatik olarak üretilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu süre, alarm seslerinin duyulup, ilgili kurumların harekete geçmesi için kritik bir zaman dilimidir. Yani, yüksek fayda sağlayan bu sistemle, toplumsal ve altyapısal önlemler, deprem öncesinde hızlı ve etkili biçimde alınabilmektedir.
Üzerinde çalışılan yeni sistem, sadece uyarı süresini kısaltmakla kalmayıp, aynı zamanda oluşabilecek olası tehlikeleri detaylı biçimde analiz edebiliyor. Sistem, yeni algoritmalar sayesinde, deprem merkez üssüne uzaklığa ve yer hareketinin şiddetine göre farklı uyarı seviyeleri belirleyerek, planlamanın ve müdahale edilmenin hızını artırmaktadır. Bu kapsamda, erken uyarı algoritmaları uluslararası standartlara uygun şekilde geliştirilmiş ve farklı coğrafyalardaki başarı öykülerinden ilham alınarak, Türkiye koşullarına adapte edilmiştir.
Testler ve sahadaki uygulamalar, mevcut teknolojinin ne kadar güvenilir ve doğru olduğunu göstermektedir. 02 Ekim 2025 tarihinde gerçekleşen en kritik deney, Mw 5.0 büyüklüğündeki Marmara Denizi depreminde sistemin ilk uyarıyı 8.4 saniyede vermesidir. Bu başarının, gerçek zamanlı veri ve yer hareketi analizlerine dayandığını belirtmek gerekir. Uyarı süresi, kullanıcının deprem merkezine olan uzaklığı ve yer hareketinin şiddetine göre değişkenlik gösterebilmektedir. Böylece, bölgeye göre uyarlanabilen uyarı süreleri, kullanıcıların müdahale kapasitesini artırmakta ve ekiplerin depreme karşı hazırlığını güçlendirmektedir.
Yeni altyapı ve teknolojik donanımlar, Marmara Denizi’nde kurulan 30 yeni nesil kuvvetli yer hareketi istasyonu ile daha da güçlendirilmiştir. Bu istasyonlar, en az dört farklı noktadan gelen sinyalleri eş zamanlı alarak, sistemin hata payını azaltmakta ve hatasız veriler üretebilmektedir. Bu gelişmeler, deprem yeri ve büyüklüğünü çok kısa sürede hesaplamayı mümkün hale getirirken, uyarıların otomatik gönderilmesini de hızlandırmaktadır. Kullanılan algoritmalar ise, uluslararası alanda test edilmiş ve başarıyla uygulanmış yazılımlar olup, Avrupa ve Orta Amerika ülkelerinde de kullanımı onaylanmış teknolojilerdir.
KRDAE’nin temel hedeflerinden biri, Marmara Denizi’nin jeolojik yapısına uygun sensörler ve yer hareketi ölçüm cihazlarını yerel ölçekte kurmaktır. Bu sensörler sayesinde, alınan gerçek zamanlı veriler kullanılarak uyarı süresi 3 ila 6 saniyeye kadar düşürülebilecektir. Bu sürenin azaltılması, özellikle kırsal alanlar, ulaşım hatları ve yeni gelişmekte olan kentsel bölgeler için hayat kurtaran önem taşımaktadır. Ayrıca, böylece, olası bir depremde ki can kayıplarını ve hasarları minimize etmek amacıyla, önceden önlemler alınabilir hale gelmektedir.

Türkiye genelinde erken uyarı altyapısının gelişimi, KRDAE’nin mevcut çalışmalarına dayanmaktadır. Sistem şu anda pilot aşamada olup, testler ve iyileştirmeler devam etmektedir. Veri iletişim hızını artırmak ve altyapıyı güçlendirmek amacıyla, yerel ve uluslararası ortaklıklar kurularak, teknolojik yatırımlar yapılmaktadır. Bu sayede, ülke geneline yaygın ve güvenilir bir erken uyarı sistemi kurma hedeflenmektedir. Sonuç olarak, Türkiye’nin afetlere karşı dirençli ve dayanıklı hale gelmesi, bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişmelerle doğrudan ilişkilidir.
KRDAE’nin 1998 yılından beri sürdürdüğü çalışmalar, Türkiye’de erken uyarı ve kriz yönetimi alanında öncü rol oynamaktadır. 2001 yılında İstanbul’da kurulan ilk hızlı müdahale ve erken uyarı sistemi, bugün aktif olarak kullanılmakta; gerçek zamanlı sarsıntı ve hasar dağılımı analizleriyle, kritik kurumlara ve yerel yönetimlere önemli veriler sağlamaktadır. Bu altyapı, 25 yılı aşkın deneyimin toplamını ve bilgi birikimini temsil etmekte olup, Türkiye’nin deprem tehlikesi ve hazırlık seviyesini yükseltmektedir. Bu birikim ve çalışmalar, sadece ülkemiz sınırları içinde değil, bölgesel işbirliği ve araştırma projeleriyle de desteklenerek, afetlere dayanıklı toplumlar oluşturmayı temel amaç edinmiştir.




