
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, silahların ‘tamamen bırakıldığı bir ortamda’, kalıcı barış ve toplumsal uzlaşı için kurulduğu ifade edilen yeni komisyonun Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığıyla yürütülen ilk toplantısı gerçekleştirildi. Bu oturum, siyasi tarih açısından gerçekten yeni bir sayfa açma potansiyeli taşıyor mudur önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz. Komisyonda dahil olan partiler ve alacakları yeni kararlar, önümüzdeki günlerin politika başlıklarını önemli bir ölçüde yönlendirebilir gibi görünüyor.
Katılım Dengesi ve Siyasi Duruşlar
Komisyonda, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve DEM Parti yer alıyor. İYİ Parti’nin tepkisi ise süreçle ilgili çekincelerini gerekçe göstererek komisyona üye vermeyi reddetmesi yönünde oldu. Bu durum, “tüm partilerin katılımıyla ortak akıl oluşturulması” hedefini kısmi olarak gölgede bırakmış gibi gözüküyor. CHP ise, kararların nitelikli çoğunlukla alınacağı güvencesiyle sürece dâhil oldu. MHP tarafı ise bu katılım modeline ihtiyatla yaklaşıyor. Komisyonun adı konusunda netlik sağlanmazken, “Milli Birlik Komisyonu”, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” ve “Demokratik Uzlaşı Komisyonu” gibi çeşitli alternatif isimler gündemde.
Gizlilik Tedbirleri ve Medya Erişimi
Bu yeni komisyonun yaptığı ilk toplantısı kamuoyunda büyük ilgi uyandırsa da TBMM, bu görüşmeye basının direkt olarak katılımını sınırlayarak, meclis tarafından sadece özel akreditasyon verilen seçili medya kuruluşları sürece eşlik etme ayrıcalığına sahip oldu. Görüntüler ve açıklamalar, toplantı sonrası TBMM tarafından servis edilirken; bu durumdan, sürecin provokasyondan uzak bir ortamda ilerlemesi için gerekli şartların yerine getirilmeye çalışıldığını ortaya koymakta.
Yeni Anayasa Değil, Yeni Yaklaşımlar
Meclis Başkanı Kurtulmuş’un açıklamalarına göre bu komisyonun amacı yeni bir anayasa yazmanı dışında; halkın her kesimini temsil eden bir birlik dili geliştirmek. Şeffaflık, çoğulculuk ve açıklık ilkeleriyle hareket edileceği belirtiliyor. Sadece milletvekilleri değil; hukukçular, akademisyenler, kanaat önderleri, sivil toplum temsilcileri ve hatta sanatçılar da sürece dahil edilecek. Amaç, sadece meclis içinde değil, toplumun tüm katmanlarında karşılık bulan bir çözüm dili oluşturmak. Önümüzdeki günlerde komisyon için çeşitli alt çalışma grupları kurularak yurt çapında istişare sürecinin başlatılacağı ifade edildi.
‘Silah bırakma’ töreninden sonra da bir türlü sönmek bilmeyen orman yangınları, daha önce hiç duymadığımız sebeplerden kaybettiğimiz Mehmetçik’ler gibi gündemlerle senelerdir Türk halkının çeşitli yollarla mağdur edildiği bu güvensizlik ortamında her kesimi temsil edeceği ifade edilen bir birlik dili geliştirmek ne kadar mümkündür konusu tartışmaya açık görünüyor…
Resmi site için tıklayabilirsiniz 🙂