
Kafkasya’da Kalıcı Barışa Bir Adım mı?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan , bu hafta ABD Başkanı Trump’ın ev sahipliğini yürüttüğü Washington’da buluşacak. Toplantının gündemi tabii ki, Mart 2025’te metni üzerinde karar birliğine varışmış ancak henüz imzalanmamış olan barış anlaşması. Görüşmenin nihai hedefi, uzun yıllardır süren bölgesel gerilimleri sonlandırmak ve kalıcı bir diplomatik ilişki tesis etmek. Bu gelişme, Kafkasya’da sadece barışı değil; bölgesel güç dengelerinin yeniden şekillenmesini de beraberinde getirebilir.
Uzlaşı Var Ama İmza Henüz Yok
Taraflar geçtiğimiz Mart’ta barış metni konusunda prensip olarak uzlaşıya varmıştı. Tabii yine de metnin hayata geçmesi hala bir dizi kritik adımın atılmasına bağlı. Konuya dair sorunların başında Ermenistan Anayasası’nda bahsi geçen Dağlık Karabağ vurgusunun kaldırılması gerektiği ve Azerbaycan’ın ısrarla gündeme getirmeye devam ettiği Zangezur Koridoru’nun statüsüne dair tam bir mutabakat sağlanamamış olması var. Ermenistan, anayasal düzenlemeleri referandumla çözmek istiyor fakat Bakü, bu yaklaşımı yetersiz buluyor. Sürecin önündeki temel engeller, hukuki değişiklikler ve altyapı üzerindeki egemenlik tartışmaları.
Zangezur Hattı: Bağlantı mı Baskı mı?
Zangezur Koridoru, Azerbaycan’ın batısıyla Nahçıvan Özerk Bölgesi’ni birbirine bağlamayı amaçlayan stratejik bir kara hattı. Bakü, bu koridorun doğrudan kendi kontrolünde olmasını isterken; Erivan, koridorun kendi egemenliğinde kalması konusunda ısrarcı. ABD’nin sunduğu “uluslararası yönetim” modeli ise teknik detaylarıyla hâlâ iki taraf arasında anlaşmazlık yaratıyor. Aynı zamanda İran ve Rusya’nın bu koridora yönelik itirazları, görüşmelere jeopolitik bir katman daha ekliyor.
Trump Etkisi: Barışa Aracılık mı, Siyasi Şov mu?
Washington’daki zirvenin “sembolik” olup olmayacağı tartışılıyor. Bazı analistler, yalnızca iyi niyet deklarasyonu içeren bir metinle yetinileceğini öne sürüyor. Ancak Trump yönetimi, bu süreci sadece diplomatik değil, aynı zamanda stratejik bir fırsat olarak değerlendiriyor. Orta Doğu’daki Abraham Anlaşmaları benzeri bir entegrasyonla, Azerbaycan’ı Batı bloğuna daha sıkı bağlamayı hedefliyor. Bir diğer taraftan Trump’ın da bu süreçteki barış yapıcı rolü, kimi çevreler tarafından olası bir Nobel Barış Ödülü adaylığı çerçevesinde yorumlanıyor.
Yolun Sonu Barış mı, Yeni Bir Bekleyiş mi?
Zirveden çıkacak sonuç, sadece Güney Kafkasya’nın değil, aynı zamanda Avrupa, Orta Doğu ve Avrasya ekseninde yeni diplomatik dengelerin oluşmasında belirleyici olacak. Anayasal reformlar, sınır ötesi geçiş hakları ve dış aktörlerin sürece katılımı gibi pek çok konu, görüşmelerin seyrini etkileyecek. Tüm gözler Washington’da: Tarihi bir barış anlaşması mı gelecek, yoksa taraflar yalnızca süreci donduracak yeni bir protokolde mi uzlaşacak?