2025 Aile Yılı kapsamında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), dijital yayın platformlarını sıkı denetim altına aldı. Netflix, HBO Max, Disney+, Prime Video ve MUBI gibi devlere kesilen cezalar, “milli ve manevi değerlere aykırı” içeriklere odaklanıyor. Üst sınırdan %3 idari para cezası ve katalogdan çıkarma kararları, sektörde tartışma yarattı. RTÜK Üyesi Tuncay Keser’in eleştirileriyle alevlenen bu gelişme, sansür ve özgürlük dengesini yeniden gündeme getiriyor. Peki, bu cezalar ne anlama geliyor ve hangi içerikler hedef alındı? Gelin, bu tartışmalı denetimlerin detaylarını üç ana başlık altında inceleyelim – aile değerleri ile dijital özgürlük arasında bir köprü mü kuruluyor?

2025 Aile Yılı Denetimleri: RTÜK’ün Dijital Savaş Alanı
RTÜK, bu yıl “Aile Yılı” temasıyla dijital platformlardaki içerikleri mercek altına aldı. Denetimler sonucunda, beş platforma “toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı” bulunan yapımlara yönelik ağır yaptırımlar uygulandı. Her ceza, %3’lük idari para cezası ve ilgili içeriğin katalogdan çıkarılmasını içeriyor. Bu hamle, RTÜK’ün geleneksel TV yayınlarından öteye, şifreli ve isteğe bağlı platformlara el uzattığını gösteriyor. Tuncay Keser, kararları eleştirerek, “Gündüz kuşağı programlarının aile kurumunu zedeleyen canlı yayınlarına kıyasla, yetişkinlere yönelik kurgusal içeriklere odaklanmak mantıksız” dedi. Bu denetimler, dijital çağda içerik özgürlüğünün sınırlarını test ediyor – aile koruma mı, yoksa yaratıcılık zinciri mi?
Hedef Alınan İçerikler: Eşcinsellik, Şiddet ve Müstehcenlik Odaklı Cezalar
RTÜK’ün radarına takılan yapımlar, genellikle eşcinsellik, şiddet ve müstehcenlik temalarını işliyor. İşte cezaların detaylı listesi:
- Kobalt Mavisi (Netflix): Eşcinselliği özendiren sahneler nedeniyle “genel ahlak ve aile korunması ihlali” gerekçesiyle cezalandırıldı.
- Looking: The Movie (HBO Max): Yoğun çıplaklık ve eşcinsel ilişkiler, müstehcenlik olarak nitelendirildi.
- All Of Us Strangers (Disney+): Uzun sahnelerle eşcinselliği olumlayan ve aile değerlerini hiçe sayan unsurlar tespit edildi.
- Those About to Die (Prime Video): Kanlı infazlar, şiddet ve cinsellik içeren eşcinsel sahneler, ahlak ihlali sayıldı.
- Benedetta (MUBI): Pornografiye varan müstehcen içerikler, utanç duygusunu yok saymakla suçlandı.
Bu içerikler, RTÜK’ün “milli değerler” kriterine göre değerlendirildi – ancak uluslararası yapımların kültürel çeşitliliği, Türkiye’deki sansür tartışmalarını alevlendirdi.
Tartışma ve Gelecek Etkileri: Sansür mi, Koruma mı?
RTÜK’ün bu adımı, dijital platformların Türkiye pazarındaki varlığını sorgulatıyor. Keser’in “Canlı yayınların somut etkisi varken, film içeriklerine odaklanmak tutarsız” çıkışı, Üst Kurul içinde bile bölünme sinyali veriyor. Platformlar, cezaları temyize götürebilir; ancak bu, içerik üreticilerinin özgür ifadesini kısıtlayacaktır. Gelecekte, benzer denetimler artarsa, Netflix gibi devler yerel sansür filtreleri geliştirebilir ve bu da izleyici deneyimini değiştirebilir. 2025 Aile Yılı, aile değerlerini koruma adına atılan bir adım mı, yoksa dijital özgürlüğe darbe mi? Sektör analistleri, bu cezaların abone kayıplarına yol açabileceğini öngörüyor.
Teknolojiye dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂