2025 yılı, Türkiye’nin uzun yıllardır süren terörle mücadelesinde önemli bir dönüm noktasına sahne oluyor. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan kayda aldığı video mesajla yaptığı silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı, çözüm sürecinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Bu çağrı, 27 Şubat 2025 tarihinde DEM Parti heyeti tarafından kamuoyuna duyuruldu. Öcalan, mesajında tüm silahlı grupların silah bırakması ve PKK’nın kendini feshetmesi gerektiğini vurguladı.

Öcalan’ın silah bırakma çağrısının ardından, PKK 3-5 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Olağan Kongresi’nde önemli bir karara imza attı. Alınan kararla birlikte örgütün kendini feshetmesi ve silahlı faaliyetlerine son vermesi benimsendi. Bu gelişmenin ardından, DEM Parti tarafından yapılan açıklamada silah bırakma sürecine dair takvimin netleştiği bildirildi. DEM Parti kaynaklarının aktardığı bilgilere göre, silah bırakma sürecinin dönüm noktası sayılacak etkinliğin 9-10-11 Temmuz tarihlerinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde yapılması planlanıyor. Bu etkinliğin, sürecin resmiyet kazanacağı ve kamuoyuna açık biçimde ilan edileceği aşama olacağı ifade ediliyor.
Silah bırakma töreninin, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), uluslararası gözlemciler ve gazetecilerin tanıklığında gerçekleşmesi planlanıyor. Silahsızlanma sürecinde ön planda yer alacak grubun yaklaşık 20 ila 30 kişilik bir kadrodan oluşacağı belirtiliyor. Bu grubun yalnızca sembolik değil, aynı zamanda örgüt içi temsiliyeti yüksek düzeyde yansıttığı; karar mekanizmalarında görev almış bazı yöneticilerin de bu ekipte bulunacağı iddialar arasında.
Bu süreçte, Türkiye’de Meclis’te kurulması planlanan komisyona ilişkin önemli mesajlar verildi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, sürecin kalıcı ve etkili olabilmesi için bu yapının yasal dayanakla kurulmasını önerdi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, kurulması planlanan komisyonun sadece belirli çevreleri değil, toplumun her kesimini temsil edecek şekilde yapılandırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için farklı siyasi partiler arasında ortak bir zeminin oluşturulmasının kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Silah bırakma süreci, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ancak sürecin başarıya ulaşması, tüm tarafların kararlı ve samimi adımlar atmasına bağlıdır. Toplumun tüm kesimlerinin sürece destek vermesi ve demokratik çözüm yollarının güçlendirilmesi, kalıcı barışın sağlanmasında önemli rol oynayacaktır.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin barış ve huzur içinde bir geleceğe doğru ilerlemesi için umut verici bir adım olarak değerlendirilmektedir.