OpenAI tarafından geliştirilen ve günlük aktif kullanıcı sayısı milyarları bulan ChatGPT, yalnızca bilgi sağlama ve iletişim amacıyla değil, aynı zamanda kullanıcıların ruh sağlığıyla ilgili sorunlarını tespit etme konusunda da önemli bir araç haline gelmiştir. Yapay zekanın bu alandaki kullanımı, hem potansiyel riskleri hem de kazançları açısından büyük bir dikkatle izlenmektedir. OpenAI, yaptığı açıklamalar ve yayınladığı raporlar ile, platform üzerinde gerçekleşen diyalogların ve kullanıcı etkileşimlerinin ruh sağlığı riskleriyle ilişkili olabilecek göstergeleri nasıl tespit ettiğine dair ayrıntılara yer vermektedir. Bu kapsamda, özellikle intihar düşüncelerini ve ciddi ruh sağlığı sorunlarını ifade eden paylaşımların tespit edilmesi ve bunlara uygun müdahalelerin yapılması hedeflenmektedir.
Yapay zekanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri, hem teknolojik hem de etik açıdan büyük önem taşımaktadır. Platform, kullanıcıların zihinsel sağlığıyla ilgili ciddi endişeleri ve acil durumları tespit etme konusunda sürekli olarak geliştirilmekte ve iyileştirilmektedir. Bu iyileştirmeler, yalnızca tespit mekanizmalarını geliştirme ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda risk altındaki kişilere ulaşma ve onları doğru destek sistemlerine yönlendirme süreçlerini de kapsamaktadır. Örneğin, depresyon ve intihar eğilimleriyle ilişkili belirti gösteren kullanıcılar, otomatik olarak incelenmekte ve bu kişilere kriz müdahale hatları veya ruh sağlığı profesyonellerine yönlendirilmesi sağlanmaktadır.
Yapay Zekanın Ruh Sağlığı Verilerine Yansıması ve Çalışmaları
OpenAI tarafından yayımlanan son veriler, platformun ruh sağlığına ilişkin endişe verici eğilimlere işaret ettiğini göstermektedir. Haftalık aktif kullanıcıların yaklaşık yüzde 0,07’sinde, yani yaklaşık 560.000 kullanıcıda, potansiyel psikoz veya mani gibi ciddi bozukluklarla ilişkili olabilecek belirtiler gözlemlenmektedir. Bu oran, kullanıcıların karşılaştığı sorunların büyüklüğü ve yapay zekanın bu konudaki rolü hakkında önemli fikirler vermektedir. Ayrıca, bu kullanıcıların çoğunun, platformda sıklıkla ciddi ruh sağlığı sorunları veya kriz durumlarıyla ilgili konuşmalar yaptığı belirlenmiştir. Bu veriler, yapay zekanın yalnızca bilgi sağlama veya eğlence amaçlı değil, aynı zamanda acil müdahale gerektiren ruh sağlığı durumlarına da kayıtsız kalmadan destek olabilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

İlaveten, yapılan araştırmalarda, haftalık aktif kullanıcıların yüzde 0,15’inin, yani toplamda yaklaşık 1,2 milyon kişi, intihar planı veya niyetine dair açık göstergeler içeren ve ciddi risk taşıyan diyaloglar gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bunların yalnızca tespit edilen ve rapor edilen diyaloglar olduğu gerçeğidir. Çoğu durumda, kullanıcılar bu tür konuşmalarını platforma doğrudan iletmektense, gizli tutmayı tercih edebilmektedirler. Bu durumu göz önüne alarak, OpenAI, platform üzerindeki iletişimlerin gizliliğine saygı duyarak, aynı zamanda bu iletişimlerin ruh sağlığı açısından kritik olduğu durumlarda uygun müdahale mekanizmalarını devreye sokmayı amaçlamaktadır. Bu noktada, kullanılan algoritmalar, kullanıcıların iletişim tarzını ve içeriğini dikkatlice analiz ederek, olası tehlike oluşumu riskini en üst seviyede minimize etmeyi hedeflemektedir.

Yapay Zekanın Güvenlik ve Etik Standartlarındaki Güncellemeleri
OpenAI, bu riskleri azaltmak ve kullanıcıların güvenliğini sağlamak adına, önemli güvenlik güncellemeleri ve yeni teknolojiler geliştirmektedir. Özellikle, yeni GPT-5 modeli, önceki versiyonlara kıyasla çok daha gelişmiş güvenlik ve etik önlemlerle donatılmıştır. Bu model, zararlı ve riskli diyalogları tespit etme konusunda %65 oranında geliştirilmiş ve kullanıcılar tarafından iyileştirilmiş cevaplar üretebilme kapasitesine ulaşmıştır. Bu sayede, platformda karşılaşılan olumsuz ve tehlikeli içeriklerin önüne geçmek ve ciddi ruh sağlığı sorunlarına yol açabilecek ifadeleri erkenden tespit etmek hedeflenmektedir. Şirket, bu yeni model sayesinde, AI’nin etik standartlara ve kullanıcı güvenliğine uygun biçimde davranmasını sağlama konusunda büyük adımlar attığını vurgulamaktadır.

Özellikle, uzun süreli sohbetlerde de platformun kendisini daha iyi koruyabilmesi amacıyla, yeni model çeşitli güvenlik önlemleri ve kullanıcıların ruh sağlığına dikkat çekici müdahale mekanizmaları ile birlikte geliştirilmiştir. Kullanıcılara, uzun sohbetler sırasında, duygusal ve zihinsel yorgunluk belirtileri gösterildiğinde, platform üzerinden ara verme veya profesyonel yardım alma konusunda uyarılar gönderilmektedir. Bu ve benzeri önlemler, platformun kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek ruh sağlığı krizlerinin önlenmesine ve znitif iletişimin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, bu sistemler, gelişmiş algoritmalar ve profesyonel ruh sağlığı uzmanlarının desteğiyle sürekli olarak güncellenmekte ve iyileştirilmektedir
Uzman Katkısı ve Çocuk Güvenliği
Bu gelişmeler, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda etik ve hukuki sorumlulukların yerine getirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Örneğin, platform üzerinde çocuk ve genç kullanıcıların korunması amacıyla, yeni kontroller ve otomatik tespit sistemleri devreye alınmıştır. Bu sistemler, genç kullanıcıların yaşını belirlemeye yönelik güvenlik önlemlerini içerirken, aynı zamanda onların karşılaştığı olası ruh sağlığı krizlerini de erkenden fark edip gerekli müdahale ve yönlendirmeleri yapabilecektir. Böylece, özellikle ergenlik dönemindeki gençlerin, yapay zekaya güvenerek veya yanlış yönlendirmeler sonucu ciddi ruh sağlığı sorunlarına yönelmesi engellenmektedir.
Uzmanlar, yapay zekanın ruh sağlığı alanında daha güvenli kullanımı için çok disiplinli çalışmaların ve sürekli iyileştirme sürecinin şart olduğunu vurgulamaktadır. OpenAI’ın geliştirdiği bu yeni güvenlik ve etik standartlar, yalnızca platformun kendi güvenliğini değil, aynı zamanda toplumsal ve yasal sorumluluklarını da yerine getirme çabalarının en önemli göstergeleridir. Bu yaklaşımlar, yapay zekanın bir araç olarak değil, aynı zamanda bir destek ve yardım kaynağı olarak kullanılmasını sağlayacak, etik ilkeler doğrultusunda hareket eden sistemlerin geliştirilmesine öncü olacaktır.




