21 Ağustos 2025 günü, Danimarka’da 18 yaşındaki Grönland kökenli Ivana Nikoline Brønlund’un, doğumdan bir saat sonra bebeği Aviaja-Luuna’nın yetkililer tarafından elinden alınması uluslararası tepkilere yol açtı. Danimarkalı yetkililer, kararın gerekçesi olarak Brønlund’un geçmiş hayatında cinsel istismara uğramış olması ve ardından bunun yarattığı travmayı gösterdi. Ancak, Danimarka yasalarına göre Grönland kökenlilere uygulanan tartışmalı ebeveynlik testleri yasaklanmıştı. Olay, Nuuk’tan Belfast’a uzanan protestoları tetikledi.

Olayın Detayları: Doğum Sonrası Ayrılık
11 Ağustos’ta Kopenhag’da doğum yapan Brønlund, bebeğini yalnızca bir kez, o da gözetim altında görebildi. Guardian’a konuşan genç anne, bir saatlik görüşmede bebeğini kucaklamasına ya da altını değiştirmesine izin verilmediğini söyledi. Høje-Taastrup belediyesi, Brønlund’a “forældrekompetenceundersøgelse” (FKU) adlı ebeveynlik yeterlilik testi uyguladı; bu test, Grönland kökenlilere karşı ırkçı bulunduğu için yasaklanmıştı. X’te @euronewstr, kararın “insan hakları ihlali” olarak görüldüğünü paylaştı. Brønlund’un üvey babasının istismarı nedeniyle hapiste olduğu biliniyor.
Yasal ve Toplumsal Tepkiler
Danimarka Sosyal İşler Bakanı Sophie Hæstorp Andersen, olayı “endişe verici” bulduğunu belirterek belediyeden açıklama talep etti. İnsan hakları örgütleri, FKU testlerinin İnuit kültürüne aykırı olduğunu savunuyor. Brønlund’un davası, Grönland’da ve Kopenhag, Reykjavik, Belfast’ta planlanan protestolarla küresel bir mesele haline geldi. Sosyal medya kullanıcıları “travma geçmişi nedeniyle bir annenin bebeğinden ayrılması kabul edilemez” yorumunu yaptı. Brønlund, “Anne olacaksan travma yaşaman yasakmış gibi hissediyorsun” diyerek duygularını ifade etti.
Gelecek Adımlar ve Kamuoyu Baskısı
Ivana Nikoline Brønlund, artık bebeğini iki haftada olacak şekilde 1-2 saatlik gözetimli görüşmelerle görebilmesine karar verildi. İtiraz duruşması 16 Eylül’de yapılacak. Olay, Danimarka’nın Grönland kökenli vatandaşlara yönelik politikalarını yeniden tartışmaya açtı. Sosyal medyada kullanıcılar destek kampanyaları başlattı. Brønlund’un hikayesi, sistemik ayrımcılık ve travma mağdurlarının damgalanması sorunlarını gündeme taşıdı. Danimarka hükümeti, artan baskılar karşısında nasıl bir adım atacak, merakla bekleniyor.