Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesi, miras paylaşımı ve özellikle kız çocuklarının haklarıyla ilgili mesajlarıyla gündeme oturdu. “Miras: Adalet ve Hakkaniyet” başlıklı hutbe, kız çocuklarının mirastaki paylarına razı olmamalarının “kul hakkı” ihlali olduğunu vurguladı. Bu ifade, sosyal medya platformlarında yoğun tartışmalara yol açtı. Bazıları hutbeyi dini değerlerin hatırlatılması olarak görürken, diğerleri kadın hakları bağlamında eleştirdi. Hutbe, Türkiye’nin toplumsal ve dini dinamiklerini yeniden tartışmaya açtı.

Hutbenin İçeriği ve Mesajları
Diyanet’in hutbesi, miras paylaşımında Kur’an’daki adalet ilkelerine uyulması gerektiğini belirtti. Özellikle, kız çocuklarının miras payına itiraz etmesinin kul hakkı doğurabileceği uyarısı yapıldı. Hutbede, “Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmamak, hem dini hem de vicdani bir sorumluluktur” ifadeleri kullanıldı. Bu mesaj, Diyanet tarafından miras hukukunun İslam’daki kurallarına vurgu yaparken, ‘aile içi adaletin’ önemine vurgu yaptı. Başta X olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında kullanıcılar bu hutbenin dini kuralları hatırlatma amacı taşıdığını savunurken, diğerleri ifadelerin kadınları hedef aldığını öne sürdü.
Toplumdaki Yankılar ve Eleştiriler
Hutbe, özellikle kadın hakları savunucuları arasında tartışma yarattı. Sosyal mecralarda kimi kullanıcılar, hutbede kız çocuklarının miras haklarını sorgulamasını “kul hakkı” olarak tanımlanmasını, kadınların eşitlik mücadelesine tabii ki ters olarak değerlendirdi. Bir de tabii diğer taraftan muhafazakâr kesimler, hutbenin İslam’a göre miras hukukunu doğru yansıttığını savunmakta. Ancak tabii bu durumda Türkiye Cumhuriyeti’nin İslami kurallar ile idare edilmediğini hatırlamakta fayda var. Tartışmalar, miras paylaşımındaki toplumsal algılar ve cinsiyet rolleri üzerine yoğunlaştı. Bir grup, Diyanet’in modern toplum dinamiklerini göz ardı ettiğini, diğer grup ise dini değerlerin korunmasının önemini vurguladı.
Diyanet’in Rolü ve Toplumsal Etki
Diyanet’in hutbeleri, kamu tepkilerine baktığımızda kimi bireyler için hem dini hem de toplumsal meselelerde dikkat çekici bir rol oynuyor. “Miras: Adalet ve Hakkaniyet” isimli hutbeyle miras paylaşımı gibi aile içinde oldukça hassas olan ama günümüz gündemiyle çok da ilgili olmayan bir dönemde konu başlığı haline getirerek, aile içi ilişkiler ve toplumsal normlar hakkında farklı kesimlerde yeni bir tartışmanın daha fitili ateşlenmiş oldu. X’te, bazı kullanıcılar Diyanet’in bu tür konuları ele alırken daha bütünleştirici bir dil kullanması gerektiğini ifade ederken, bir kesim insan da ne yazık ki hutbenin dini kuralları net bir şekilde aktardığını düşünmekte. Bu tartışma, Diyanet’in toplumsal konulardaki çeşitli söylemlerinin kamuda nasıl yankı bulduğunu bir kez daha açıkça gözler önüne serdi. Tabii bana kalırsa Diyanet’in tartışması gereken konular, yasalarca zaten gerekli çizgilerin çekildiği kız çocuklarının miras hakkı konusundansa ülkemiz ve Diyanet’in kendi bünyesinde olup biten çeşitli hırsızlık ve yolsuzluk skandalları olmalıdır.