Teknoysi | Teknoloji, Oyun, Sinema ve Daha Fazlası!
  • Anasayfa
  • Teknoloji
  • Oyun
  • Sinema
  • Kripto
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Steam
  • Epic Games
  • PlayStation
  • Xbox
Teknoysi | Teknoloji, Oyun, Sinema ve Daha Fazlası!
  • Anasayfa
  • Teknoloji
  • Oyun
  • Sinema
  • Kripto
No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
Teknoysi | Teknoloji, Oyun, Sinema ve Daha Fazlası!

Canavarın Kalbi, İnsanın Vicdanı: ‘Frankenstein (2025)’ İncelemesi

Hüseyin Nuri Çetin Hüseyin Nuri Çetin
16 saat önce
Sinema
A A
Facebook'ta PaylaşTwitter da Paylaş

Guillermo del Toro, ‘Frankenstein’ ile bu kez bir canavarı değil, insanlığın bastırılmış vicdanını mezarından kaldırıyor. Onun sinemasında korku artık deney tüplerinden değil, kalbin en sessiz odalarından sızıyor. del Toro, eski bir miti yeniden hayata döndürürken dehşeti bir biçim olarak değil, insan varoluşunun kaçınılmaz yankısı olarak yeniden tanımlıyor.

Mary Shelley’nin 1818 tarihli Frankenstein; ya da Modern Prometheus’u, yalnızca gotik edebiyatın mihenk taşlarından biri değil, aynı zamanda insanın yaratma tutkusuna, Tanrı’ya öykünme arzusuna yazılmış bir ağıt gibiydi. Yüzyıllar boyunca yeniden anlatılan bu hikaye, del Toro’nun ellerinde bir başka bedene bürünüyor. Ancak bu kez mesele bir yaratığın hayata kavuşması değil; yaratıcısının kendi yüzüyle, kendi gölgesiyle karşılaşması. Bu karşılaşma, modern sinemanın en derin aynalarından birine dönüşüyor. İşte detaylar:

frankenstein

Melankolinin Anatomisi

del Toro’nun sineması daima “yaralı ruhların hikayeleri” etrafında şekillenir. Cronos’ta ölümsüzlük arzusunun lanetini, The Devil’s Backbone’da savaşın hayaletlerine dönüşmüş çocukluğun izlerini, Nightmare Alley’de ise hırsın insan suretinde aldığı karanlığı anlattı. Frankenstein ise bu üç evrenin iç içe geçtiği bir doruk noktası gibi; gotik bir zarafetin, varoluş sancısıyla çarpıştığı, insani arzularla vicdanın birbirine dolandığı bir eşiğe dönüşüyor.

Bu kez kamera yalnızca olayları kaydetmiyor, duyguların iç dokusunu açığa çıkarıyor. Işık, karakterlerin içsel boşluklarını yansıtıyor; gölgeler ise onların bastırdığı hakikati yüzeye çıkarıyor. del Toro’nun kullandığı renkler hem doğumu hem ölümü aynı çerçevede buluşturuyor. Her sahne sanki özenle boyanmış bir tablo, her duygu titizlikle açılmış bir yara gibi perdede can buluyor.

Bir Roman Gibi Akan Sinema

Frankenstein’ın en büyüleyici yanlarından biri, bir filmden çok okunan bir hikayeyi andırması. del Toro, yönetmen koltuğunda bir sinemacıdan çok bir yazar gibi davranıyor; kamerası adeta bir kalemin işlevini üstleniyor. Her sahne, ustalıkla kurulmuş bir paragraf hissi veriyor; her kurgu geçişi, hikayenin kalp atışına denk düşen bir cümle gibi yankılanıyor.

Bu anlatım anlayışı sayesinde film, süresinin uzunluğuna rağmen sürükleyici bir okuma deneyimi gibi ilerliyor. Seyirci, olayların akışından çok duyguların katmanlarına rehberlik ediyor. Frankenstein’ın yaratığını izlemekle kalmıyoruz; onunla birlikte insan olmanın ağırlığını ve vicdanın yankısını hissediyoruz. del Toro, korkuyu bir araç değil, düşünmeyi tetikleyen bir ayna haline getiriyor. İzleyicisini ürkütmeyi değil, sarsıcı bir farkındalıkla yüzleştirmeyi tercih ediyor.

Yaratıcı ile Yaratılan Arasında: İlahi Bir Sorgu

Film, Victor Frankenstein ile yarattığı varlık arasındaki bağı klasik bir “baba-oğul” metaforunun ötesine taşıyor; ilişki neredeyse kutsal bir sorguya dönüşüyor. Artık mesele Tanrı’ya öykünmek değil, Tanrı’nın sessizliğine dayanabilmek. Hayat verme kudretiyle onu sonlandırma iradesi arasındaki sınır, insanın vicdanında çatlıyor.

Jacob Elordi’nin hayat verdiği Yaratık, Shelley’nin çirkinlik ve dehşet üzerinden kurduğu betimlemeden oldukça uzak. del Toro, “çirkinlik” kavramının farklı bakış açılarından da anlamları olduğunu hatırlatıyor. Bu nedenle Elordi’nin yüzündeki güzellik, ironik biçimde trajedinin merkezine yerleşiyor. Yaratığın kalbinde hala bir saflık kıvılcımı varken, insanın içinde çürüme çoktan başlamış durumda.

Güzelliğin Laneti ve Sessiz Çığlık

Elordi, del Toro’nun kamerasında bir oyuncudan çok, bir sembol gibi konumlanıyor. Priscilla’daki gösterişli karizmasından uzaklaşıp, burada sessizliğin gücüne teslim oluyor. Yönetmen, onun güzelliğini bir kusur gibi kullanıyor; her plan, yüzündeki huzursuzluğun yankısıyla doluyor. Işık vurdukça, o yüz masumiyetle suç arasında gidip geliyor. İzleyici, Elordi’nin bakışlarında bir canavarın değil, affedilmeyi dileyen bir ruhun titremesini görüyor.


Sonuç

del Toro’nun tüm karanlık masallarında olduğu gibi, bu filmde de gölgelerin arasından bir umut ışığı sızıyor. Yaratık öfkesinden çok varlığının anlamını ararken, Victor kendi Tanrısal kibriyle boğuşuyor. del Toro, dehşetin içinden merhamet, korkunun içinden anlayış çıkarıyor.

Frankenstein ne bilimin soğuk bir öyküsü, ne de lanetin klasik bir versiyonu. Bu, insan olmanın ağır yükü üzerine yazılmış çağdaş bir ağıt. del Toro, Shelley’nin mitini yeniden yorumlamıyor; ona yeni bir kalp atışı kazandırıyor. Ve perdede gördüğümüz bir canavar olmaktan çıkarak “bizim yüzümüz, bizim gölgemiz, bizim suçumuz” haline geliyor.

Etiketler: FrankensteinGuillermo del ToroJacob ElordiMia GothNetflixOscar Isaac
Hüseyin Nuri Çetin

Hüseyin Nuri Çetin

Ben Hüseyin Nuri Çetin. Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencisiyim, Teknoysi'de oyun, sinema ve spor kategorisinde haberler yazıyorum.

İlginizi Çekebilecek Gönderiler

Sinema

‘Alien: Earth’ Dizisinin Geleceği ve Proje Gelişmeleri

13 saat önce
Sinema

Unutuşun Sisi ve Korkunun Silahlanması: ‘It: Welcome to Derry’ 1. Sezon 3. Bölüm İncelemesi

19 saat önce
Sinema

V for Vendetta Dizisine Dair Son Gelişmeler!

1 gün önce
Sonraki Gönderi

'Kingdom Come: Deliverance 2' ve Yeni Projelerle Geleceğe Hazırlık

Sony’den Yeni Oyun Ekranı ve Konsol Ürünü Tanıtımı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

En Çok Görüntülenen Gönderiler

Ethereum Yükselecek Mi? Teknik Analiz ve Beklentiler!

BtcTurk Hack İddiaları: 48 Milyon Dolarlık Kripto Varlık Çıkışı ve Resmi Açıklama

EA, 13 Yıl Sonra Metacritic’te 90+ Puan Aldı!

PS+ Abonelerine “God Of War Ragnarök” Bu Ay Ücretsiz!

Melania Coin ($MELANIA) Nedir? 2025 Yılının İlk Memecoin Trendine Yakından Bakış

Trump Coin Nasıl Alınır? Adım Adım Rehber ve Kontrat Adresi!

Hakkımızda

Teknoysi, teknoloji, oyun ve sinema dünyasına dair en güncel içerikleri sunarak bilgi ve eğlenceyi bir araya getiren bir platformdur.

Kategoriler

  • Kripto
  • Oyun
  • Sinema
  • Teknoloji

Yararlı Linkler

  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim

Copyright © 2025 Teknoysi Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Teknoloji
  • Oyun
  • Sinema
  • Kripto
  • Gündem

Copyright © 2025 Teknoysi Tüm Hakları Saklıdır.