Yemek Kuyruğunda Can Veren Çocuklar

Gazze’de aylardır süren katliam, abluka ve saldırılar yalnızca binaları değil, yaşamı da yerle bir etti. Bölgeden gelen haberler artık yalnızca çatışmaları değil, açlık nedeniyle de sessizce katledilen sivilleri anlatıyor. Üstelik bu trajedinin merkezinde çocuklar var. Savaş koşullarında gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi ve yardım konvoyları ya engelleniyor ya da hedef alınıyor. Bu sebepten çoğu çocuklardan oluşan onlarca sivil vatandaş, bir tabak yemek ya da bir dilim ekmeğe ulaşamadan hayatını kaybediyor. Gazze’deki insanlar açlıktan korktukları kadar kurşunlardan korkmaz hale geldiler artık.
Gazeteciler de Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor
Gazze’deki gerçekleri dünyaya duyurmak için çabalayan gazeteciler de bu insani felaketten etkileniyor. Gıda tedarik zincirlerinin çökmesiyle sadece siviller değil, haber izleyicileri de hayati ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanıyor. Bazı gazeteciler, hem görevlerini yapmaya hem de ailesini doyurmaya çalışırken neredeyse açlıkla baş başa kaldı. Serbest çalışan muhabirler için durum daha da vahim. Çoğu, çalışamayacak hale gelirken, bazıları sağlık sorunları nedeniyle görevden çekilmek zorunda kaldı. Bu da, bölgede yaşananların dünya kamuoyuna ulaşmasını daha da zorlaştırıyor.
Yardımlar Neden Ulaşmıyor?
Uluslararası toplumdan gelen tepkilere rağmen, insani yardımların Gazze’ye ulaşması hâlâ ciddi şekilde aksıyor. Giriş noktalarında kurulan kontroller, yardım konvoylarının geçişini sınırlıyor. Bazı durumlarda yardımlar havadan bırakılıyor ama bunun da yetersiz ve düzensiz bir çözüm olduğu açıkça görülmektedir. İnsan hakları savunucuları, gıdanın silah gibi kullanıldığını ve açlığın sistematik bir şekilde yaygınlaştırıldığını savunuyor. Bölgede görev yapan bazı sivil toplum kuruluşları ise yardım götüremedikleri için faaliyetlerini askıya almak zorunda kaldıklarını belirtmekte.
Bir Kıvılcım Yeter: Vicdanlar Nerede?
Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir coğrafi bölgeye değil, tüm insanlığa sorulması gereken bir soru bırakıyor: Bu kadar uzun süren bir abluka altında, yardım erişimi engellenmiş milyonlarca insanı yalnız bırakmak neyin karşılığı olabilir? Açlıktan ölen çocuklar, yardım bekleyen aileler, suskun kalan dünya… Tüm bunlar birer rakam değil, her biri bir hayat. Bir kıvılcım, bir dayanışma çağrısı, belki bir fark yaratabilir. Ama en önce gereken şey, sessizliği bozmak.