Merhaba teknoloji ve çevre dostları! Google, 2030’a kadar net 0 karbon emisyonu hedefinden vazgeçtiğini duyurdu ve bu karar, yapay zekanın (AI) çevre üzerindeki ağır yükünü gözler önüne serdi. Gemini gibi yapay zeka modellerinin devasa enerji tüketimi, şirketin sürdürülebilirlik taahhütlerini altüst etti. Peki, Google neden bu sözünden döndü? Gelin, bu çarpıcı gelişmenin detaylarını birlikte keşfedelim!

Yapay Zeka Enerji Canavarı mı? Google’ın Emisyon Artışı
Google’ın son Sürdürülebilirlik Raporu, şirketin karbon emisyonlarının 2024’te %13 arttığını ortaya koydu. Bunun öne gelen sebebi de, AI modellerini eğitmek ve çalıştırmak için gereken devasa veri merkezleri olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin, Gemini gibi üretken yapay zeka sistemleri, milyonlarca sorguyu işlemek için inanılmaz miktarda elektrik tüketiyor. Şirket, 2019’da karbon nötr olduğunu açıklamış olsa da yapay zeka sistemlerinin enerji talebi, 2030 net-sıfır hedefini imkânsız hale getiriyor. Şirket, artık bu hedefin “ulaşılması zor” olduğunu kabul ediyor ve yenilenebilir enerji yatırımlarına rağmen emisyonları dengeleyemiyor.
Neden Geri Adım? AI’nin Çevresel Maliyeti
Google, AI teknolojilerinde lider olmak için Gemini ve diğer modelleri geliştirirken, veri merkezlerinin enerji tüketimi katlanarak arttı. Bir AI sorgusunun enerji maliyeti, standart bir Google aramasından 10 kat fazla olabiliyor. Örneğin, ChatGPT benzeri bir modelin tek bir sorgusu, bir ampulü saatlerce yakacak kadar enerji harcanmasına sebep olabiliyor. Google, yenilenebilir enerjiye yatırım yapsa da, veri merkezlerinin bulunduğu bölgelerde fosil yakıt bağımlılığı hâlâ yüksek. Bu durum, şirketin çevresel taahhütlerini sorgulatırken, teknoloji devlerinin sürdürülebilirlik ile inovasyon arasında bir denge sağlama zorluğunu da ortaya koyuyor.
Şirketin Yeni Planı: Gerçekçi Hedefler mi, Bahane mi?
Google, net-sıfır hedefini terk etse de çevresel çabalarını bırakmış değil. Şirket, 2030’a kadar %100 yenilenebilir enerji kullanmayı ve karbon ayak izini azaltmak için yeni teknolojiler geliştirmeyi planlıyor. Ancak, uzmanlar bu hedeflerin yeterince iddialı olmadığını düşünüyor. AI’nin enerji talebi hızla artarken, bu teknoloji devinin veri merkezi altyapısını karbonsuzlaştırması için daha radikal adımlar atması gerektiği belirtiliyor. Şirket, aynı zamanda karbon kredileri satın alarak emisyonları dengelemeyi hedefliyor, ancak bu yöntem çevreciler tarafından “yeşil badana” olarak eleştiriliyor.
Şirketinnet-sıfır taahhüdünden vazgeçmesi, yapay zekanın çevresel bedelini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Teknoloji devleri, inovasyon yarışında çevreyi ne kadar feda edecek? Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Yapay zekanın çevresel maliyeti mi, yoksa teknolojik ilerleme mi öncelikli olmalı?
Gündeme dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂