Dijital dünyanın en kritik sorunlarından biri olan veri güvenliği, son günlerde yapay zekâ platformu Grok üzerinden patlak veren büyük bir sızıntıyla yeniden gündeme geldi.

ABD merkezli Forbes dergisinin ortaya çıkardığı bilgilere göre, Grok’a ait 370 binden fazla sohbet oturumu Google arama sonuçlarında erişime açıldı. Kullanıcıların bir kerelik bağlantılar üzerinden paylaştığı bu konuşmaların kontrolsüz biçimde internete düşmesi, yapay zekâ dünyasında büyük bir gizlilik krizini beraberinde getirdi.
Sızan Sohbetlerde Neler Var?
Söz konusu sohbetlerde, kullanıcıların en özel bilgilerine rastlandığı belirtiliyor. Bazı oturumlarda e-posta ve hesap şifreleri, tıbbi geçmişle ilgili hassas bilgiler, kişisel ilişki sorunları ve hatta uyuşturucu ya da şiddet içerikli ifadelerin bulunduğu rapor edildi. Grok cephesi her ne kadar “paylaşımların anonimleştirildiğini” savunsa da, uzmanların incelemelerine göre oturumlarda yer alan detayların çoğu, kişiyi tanımlamaya yetecek düzeyde. Bu durum, anonimlik iddiasının gerçeği yansıtmadığını gözler önüne seriyor.
Kontrolsüz Açık Kapı
Sızıntının en kritik nedeni ise platformun paylaşım sisteminde ciddi güvenlik eksikliklerinin bulunması. Grok’un sohbet paylaşma mekanizması, kullanıcıya sınırsız bir erişim imkânı sunuyor. Yani paylaşılan bir sohbet, ne erişim kısıtlamasına ne de süre sınırlamasına tabi. Bu nedenle çevrimiçi yayımlanan bir konuşma, manuel olarak silinmediği sürece arama motorlarında kalmaya devam ediyor. Özellikle Google’ın dizinleme sistemi sayesinde bu sohbetlerin yüz binlerce kişi tarafından görülmesi mümkün hale geldi.
Kullanıcıların, yapay zekâ platformunu güvenli bir “günlük” ya da özel danışma alanı olarak görmeleri, riski daha da büyütüyor. Çünkü çoğu kişi, yazışmalarında hayatlarının en mahrem ayrıntılarını rahatlıkla paylaşıyor.
Kullanıcılar Ne Yapmalı?
Uzmanlara göre, bu tür durumlarda kullanıcıların alabileceği bazı önlemler mevcut:
- Paylaşım butonunu kullanmayın: Grok veya benzeri platformlarda sohbetlerinizi kesinlikle link üzerinden paylaşmayın.
- Eski bağlantıları temizleyin: Daha önce paylaştığınız linkleri, Google’ın içerik kaldırma aracı aracılığıyla silme talebinde bulunun.
- Gizlilik ayarlarını gözden geçirin: X platformunda (eski adıyla Twitter) yer alan hesap ayarlarını kontrol ederek, verilerinizin yapay zekâ eğitiminde kullanılmasını sınırlandırın.
- Dijital hijyene dikkat edin: Çevrimiçi platformlarda kişisel şifreler, banka bilgileri, sağlık kayıtları veya sizi tanımlayacak ayrıntılar paylaşmaktan kaçının.
Yapay Zekâda Bitmeyen Gizlilik Krizleri
Grok, böylesi bir kriz yaşayan ilk yapay zekâ ürünü değil. Daha önce OpenAI’ın ChatGPT sohbetleri de internete sızdırılmış, Meta’nın geliştirdiği botlarla yapılan görüşmelerin bir kısmı da arama motorlarına düşmüştü. Avrupa’da birçok şirket, özellikle de yaklaşık yüzde 25’lik bir kesim, gizlilik endişeleri ve yanlış bilgi riski nedeniyle Grok kullanımını yasakladı.
Bu tablo, yapay zekâ teknolojilerinin hızla yaygınlaşmasına rağmen güvenlik tarafında aynı hızın yakalanamadığını gösteriyor. Teknoloji şirketleri rekabet baskısıyla ürünlerini bir an önce piyasaya sürmeye çalışıyor. Ancak bu acele, kullanıcı gizliliğini göz ardı eden büyük açıkların doğmasına yol açıyor.
Güven Krizi Derinleşiyor
Her yeni sızıntı, yapay zekâya duyulan güveni bir adım daha geriye götürüyor. İnsanlar başlangıçta bu platformları hayatlarını kolaylaştıran yardımcılar olarak görse de, kişisel bilgilerin ortaya saçılması, kullanıcıları daha temkinli olmaya zorluyor. Özellikle şirketler, çalışanlarının bu tür uygulamalar üzerinden kurumsal sırları paylaşabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak yasaklama yoluna gidiyor.
Uzmanlar, yapay zekâ şirketlerinin acilen daha sıkı güvenlik politikaları geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi halde kullanıcıların özel hayatlarına yönelik tehditler artacak ve teknolojinin toplumsal kabulü ciddi biçimde zedelenecek.
Sonuç
Grok skandalı, dijital çağın en büyük problemlerinden biri olan veri gizliliğinin, yapay zekâ platformlarında ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi. Şirketler ürünlerini pazara sunarken hız ve rekabeti öncelik haline getiriyor, fakat güvenlik ve gizlilik çoğu zaman arka planda kalıyor. Bu durumun bedelini ise kişisel bilgileri açığa çıkan kullanıcılar ödüyor.
Görünüşe göre yapay zekâ dünyasında “gizlilik krizi” henüz sona ermeyecek. Kullanıcıların kendi önlemlerini alması şart, ancak asıl sorumluluk teknoloji devlerinde. Onlar gerekli adımları atmadıkça, Grok gibi örnekler daha sık karşımıza çıkacak.