İngiltere’nin Türkiye Ticaret Elçisi ve aynı zamanda İşçi Partisi milletvekili olan Afzal Khan, 8 Ağustos 2025’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yaptığı ziyaretin sebep olduğu tartışmaların ardından görevinden ayrıldı. Khan’ın KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelmesi, özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından sert şekilde eleştirildi. Ziyaretin kişisel olduğunu savunan Khan, hükümetin ticaret politikalarına zarar vermemek için istifa kararı aldı. Bu olay ile GKRY’ne göre Kıbrıs sorununun diplomatik ilişkilerdeki hassas konumunu bir kez daha görmüş olduk.

Ziyaretin Arka Planı ve Yaratığı Tepkiler
Afzal Khan, KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyarette ailevi nedenlerle bulunduğunu ve bir üniversiteden fahri doktora aldığını açıkladı. Masrafları kendisinin karşıladığını belirtse de, Ersin Tatar ile görüşmesi hem Güney Kıbrıs’ta hem de İngiltere’de tepki topladı. GKRY, ziyareti “provokatif ve uygunsuz” olarak nitelendirerek kınadı. İngiltere’de Kıbrıslı Rum toplumu, Khan’ın görevden alınması için çağrıda bulundu. Khan, ziyaretin resmi bir sıfat taşımaksızın gerçekleştiğini ve daha önceleri başka İngiliz milletvekillerinin de KKTC’yi ziyaret ettiğini öne sürerek kendini savundu. Ancak bu açıklamalar ne yazık ki tartışmaları yatıştırmak için yeterli olmadı.
İstifa Kararı ve Siyasi Yansımalar
Khan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer için yazdığı mektubunda, hükümetin asıl odaklanması gereken başlıkların ticaret hedefleri olduğunu ve tartışmaların bu çabaları gölgelemesini istemediğinden bahsetti. İstifası 15 Ağustos’ta kabul edildi ve GKRY tarafından olumlu karşılandı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, ziyaretin kişisel olduğunu ve ticaret elçiliğiyle bağlantılı olmadığını yineledi. Ancak, Muhafazakar Parti’den bazı isimler, hükümetin daha hızlı tepki vermesi gerektiğini savundu. KKTC lideri Ersin Tatar, istifayı “Rum baskısının bir sonucu” olduğu yönünde eleştirerek, bunun ada ikamet eden Türk toplumuna bir haksızlık olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Meselesinin Diplomatik Boyutu
KKTC, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti tarafınca tanınan bir devlet olması sebebiyle uluslararası arenada ne yazık ki tartışmalı konumunu koruyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği de adada iki devletli bir çözümü kesinlikle desteklemezken, 2017’deki barış görüşmeleri ise başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 2004’teki Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmiş olması da bu çözümsüzlüğü iyice derinleştirmişti. Khan’ın ziyareti, bu karmaşık dengeleri yeniden gündeme taşıdı. Olay, diplomatik ziyaretlerin bölgesel politikalar üzerindeki etkisini ve uluslararası toplumun Kıbrıs sorununa yaklaşımındaki hassasiyeti bir kez daha ortaya koydu.