Microsoft, bulut altyapısında kullanılmak üzere tasarlanan yeni nesil işlemci çözümlerini tanıttı. Bu kapsamda, özellikle uçtan uca optimize edilmiş ve yüksek performans sağlayan Azure Cobalt 200 işlemcisi, şirketin veri merkezlerindeki ürün portföyüne eklenerek, bulut teknolojilerinde yeni bir dönemin kapılarını araladı. Bu gelişmeler, Microsoft’un bulut bilgisayarlarında yüksek verimlilik ve maliyet etkinliği sağlama stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ayrıca, yenilikçi tasarım ve gelişmiş mimarisiyle hem kritik iş yüklerinin performansını artırmayı hem de güvenlik, ağ ve depolama alanlarındaki entegrasyonu güçlendirmeyi hedefliyor.

Yeni üretilen Cobalt 200, önceki model Cobalt 100’e kıyasla %50’ye varan performans artışları sunuyor. Bu gelişme, özellikle yüksek hacimli veri analizi, medya işleme ve kurumsal uygulama alanlarında önemli avantajlar sağlıyor. Ayrıca, şirket bu yeni nesil CPU’nun küresel düzeydeki erişiminin 2026 itibarıyla genişlemesini planlıyor. Bu sayede, daha fazla müşterinin bulut tabanlı hizmetlerine ulaşımını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Microsoft’un kendi veri merkezlerindeki ilk testler ve pilot uygulamalar, yeni nesil işlemcinin yüksek verimlilik ve performans standartlarını karşıladığını gösteriyor. Bu strateji sayesinde şirket, hem kendi hizmetleri hem de ortaklarının taleplerine hızlı çözüm sunmayı sürdürecek.
Microsoft’un bu yolculuğu aslında 2 yıl önceki Cobalt 100 ile başlamıştı. Bu CPU ailesi, genel kullanıma açıldıktan sonra hızla benimsenmiş ve dünya genelinde 32 Azure bölgesinde aktif olarak kullanılmaya başlamıştı. Bu süreçte, Databricks ve Snowflake gibi büyük veri analisti platformları, maliyet ve performans açısından sağladığı avantajlar nedeniyle Cobalt 100’e geçiş yaptı. Bir yıl içinde, bu platformlar ve dolayısıyla müşterilerin büyük bir bölümü, orkestrasyon ve iş yükü yönetimini yeni platforma kaydırdı. Microsoft’un kendi hizmetleri de bu geçişten olumlu etkilenerek özellikle Microsoft Teams, medya işleme ve veri analitiği alanlarında kendini gösterdi.
Microsoft’tan Azure Cobalt 200 ile Performans Artışları ve Optimizasyon

Özellikle Microsoft Teams’in performansındaki %45’lik gelişme, yeni donanım sayesinde gerçekleşmiş durumda. Bu gelişme, toplantıların daha akıcı ve stabil yapılmasını sağlamakla kalmayıp, kullanıcıların deneyimini de önemli ölçüde artırdı. Aynı zamanda, medya işleme alanında yapılan optimizasyonlar, aynı işi yapmak için kullanılan çekirdek sayısını %35 oranında düşürerek, verimliliği artırdı. Bu da, özellikle video ve ses işleme gibi yüksek hesaplama gücü gerektiren uygulamalarda maliyetlerin azalmasını sağladı. Ek olarak, Microsoft, yüksek performans ve enerji verimliliğini bir arada sunabilmek amacıyla, TSMC’nin 3 nm fabrikasyon sürecini kullanarak üretimini gerçekleştiriyor. Bu gelişme, işlemci üzerindeki güç tüketimini azaltırken, aynı zamanda işlem hızını ve ısıl verimliliği maksimize ediyor.
İnovatif Teknolojik Tasarım
Microsoft’un bu yeni CPU platformunun temelinde, Arm mimarisine dayanan ve en gelişmiş performans odaklı işlemcilerin mimarisi olan Neoverse CSS V3 yer alıyor. Bu mimari, yüksek veri işleme kapasitesi ve enerji verimliliği sağlama amacıyla özel olarak tasarlandı. Cobalt 200 SoC, her bir çipte toplam 132 aktif çekirdek barındırıyor. Bu çekirdekler, çekirdek başına 3 MB L2 önbellek ve toplamda 192 MB L3 önbellek ile destekleniyor. Bu sayede, büyük veri ve yüksek yoğunluklu işlemler sırasında bile hızlı ve akıcı performans sağlanıyor. Ayrıca, burada kullanılan 3 nm üretim süreci, enerji tüketimini en aza indirirken, ısınmayı engelleyerek sistem stabilitesini artırıyor.
Özellikle, çekirdek başına uygulanan dinamik voltaj ve frekans ölçekleme (DVFS) teknolojisi, her bir çekirdeğin kendine özgü çalışma yüküne göre optimize edilmesini sağlayarak, enerji verimliliği ve CPU performansı arasında denge kuruyor. Bu teknolojik gelişmeler, özellikle ekonomik ve sürdürülebilir veri merkezleri tasarımı anlamında büyük avantaj getiriyor.
Microsoft’un bu yeni nesil işlemci çözümlerinde, yüksek hızlandırıcı bloklar ve özel hızlandırıcı teknolojiler de kullanılıyor. Bu hızlandırıcılar, sıkıştırma, şifreleme ve açma işlemlerinin CPU’dan bağımsız olarak gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Örneğin, Azure SQL gibi büyük veri tabanı hizmetleri, bu hızlandırıcılar sayesinde veri sıkıştırma ve güvenlik işlemlerini maksimum performansla yaparken, CPU kaynaklarını müşteri sorgularına ayırabiliyor. Bu, hem işlem maliyetlerini düşürürken hem de toplam sistem verimliliğini artırıyor. Bu yenilikçi tasarım, Microsoft’un küresel veri merkezleri ağında, yeni nesil bulut hizmetlerinin sürdürülebilir ve yüksek performanslı olmasını sağlayacak temel unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. 2026’dan itibaren, tüm dünyada daha fazla müşteriye ulaşmayı hedefleyen Microsoft, yeni CPU mimarisi ile, sektör standartlarını tekrar belirliyor ve teknolojik üstünlüğünü pekiştiriyor.
Teknolojiye dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂




