David Fincher’ın 2010 yapımı kült filmi “The Social Network“, Facebook’un kuruluş hikayesini anlatan bir başyapıttı. Jesse Eisenberg’in canlandırdığı Mark Zuckerberg’in yükselişi, Oscar’lı senaryosu ve Trent Reznor imzalı müziğiyle hafızalara kazınan filmden 15 yıl sonra, “The Social Network 2” duyuruldu. Bu devam filmi, sosyal medyanın karanlık yüzünü günümüze uyarlayarak büyük heyecan yarattı. İşte merak edilen her şey.


Duyuru ve Yapım Detayları: Fincher Dönüyor, Netflix Devrede
Proje, Eylül 2025’te Netflix tarafından resmi olarak duyuruldu. Yönetmen koltuğunda yeniden David Fincher oturuyor; Aaron Sorkin ise senaryoyu kaleme alıyor. Yapım, sosyal medyanın pandemi sonrası evrimini ve yapay zeka entegrasyonunu merkeze alacak. Çekimler 2026 baharında başlayacak ve bütçe, orijinal filmin iki katı olarak planlanıyor. Netflix, filmi 2027 sonbaharında vizyona sokmayı hedefliyor. İlham kaynağı, Zuckerberg’in son yıllardaki Meta hamleleri ve veri skandalları – bir nevi “ikinci dalga” hikayesi.
Oyuncu Kadrosu: Eisenberg ve Garfield Geri Dönüyor, Yeni Yüzler Katılıyor
Jesse Eisenberg, yaşlanmış bir Zuckerberg olarak başrolde; Andrew Garfield ise Eduardo Saverin’i canlandıracak. Rooney Mara (orijinaldeki sevgili rolü) ve Armie Hammer’ın (Winklevoss ikizleri) yerine, yeni nesil isimler ekleniyor: Timothée Chalamet, Meta’nın genç CEO’su benzeri bir karakteri; Zendaya ise bir veri bilimcisi rolünde parlayacak. Justin Timberlake’in Sean Parker’ı da cameo yapacak. Kadro, orijinalin enerjisini korurken, çeşitliliği artırıyor – özellikle kadın rollerine ağırlık verilmiş.

Hikaye Özeti ve Beklentiler: Dijital Distopya mı?
The Social Network 2, 2010’larda kaldığı yerden devam ediyor: Zuckerberg, Metaverse ve AI yatırımlarıyla boğuşurken, yeni bir veri sızıntısı skandalı patlak veriyor. Eski dostlar geri dönüyor, ihanetler alevleniyor. Sorkin’in keskin diyalogları ve Fincher’ın gerilim dolu kurgusuyla, sosyal medyanın mahremiyet krizini ele alacak. Hayranlar, orijinalin soundtrack’ine benzer bir albüm bekliyor. Bu devam, “Black Mirror” vari bir uyarı mı yoksa nostaljik bir dönüş mü? Vizyon tarihi yaklaştıkça, tartışmalar artacak.
Sinemaya dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂