Türkiye, teknoloji ve inovasyon arenasında hızla yükseliyor. Son yıllarda yapılan yatırımlarla araştırma ve geliştirme (AR-GE) harcamaları rekor seviyelere ulaştı. Bu makalede, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın açıkladığı verilere dayanarak, Türkiye’nin AR-GE yolculuğunu ele alacağız. Ülkenin stratejik bağımsızlık hedefleri doğrultusunda atılan adımlar, sadece rakamlarla değil, somut dönüşümlerle kendini gösteriyor. Gelin, bu büyümenin detaylarına birlikte göz atalım.

AR-GE Yatırımlarında Rekor Kıran Yükseliş
Türkiye’nin AR-GE harcamaları, geçmiş yıllardaki mütevazı seviyelerden sıçrama yaparak yıllık 16 milyar dolara ulaştı. Bu, milli gelirin %1,4’üne denk gelen bir oran ve İtalya ile İspanya gibi Avrupa devleriyle aynı ligde yer almayı sağlıyor. Bakan Kacır’ın vurguladığı gibi, bu artış stratejik sektörlerde kendi kendine yetebilen bir ulus yaratma vizyonunun meyvesi. Eskiden 1,2 milyar dolar civarında gezinen harcamalar, şimdi 13 katlık bir sıçramayla inovasyon ekosistemini güçlendiriyor. Bu ivme, özellikle savunma sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında Türkiye’yi küresel rekabette öne çıkarıyor.
İnovasyon Ekosisteminin Genişlemesi: Teknoparklar ve Personel Artışı
AR-GE’nin kalbi, insan kaynağı ve altyapıda atılan adımlarda yatıyor. Ülkede çalışan AR-GE personeli sayısı 29 binden 290 bine fırladı – bu, tam 10 katlık bir büyüme demek! Teknoparklar ise adeta mantar gibi çoğaldı: Sadece 2 olan sayı, bugün 113’e ulaştı ve bu parklarda faaliyet gösteren yenilikçi şirketler 56’dan 11.500’e yükseldi. Bu dönüşüm, genç girişimcileri ve araştırmacıları motive ederek, Türkiye’yi bir “inovasyon merkezi” haline getiriyor. TEKNOFEST gibi etkinlikler de bu ekosistemi besleyerek, fikirlerin hızla ürüne dönüşmesini sağlıyor.
Fikri Mülkiyet Patlaması: Patentler ve Gelecek Vizyonu
En çarpıcı gelişme ise fikri mülkiyet alanında yaşanıyor. Kayıtlı fikri mülkiyet sayısı 93 binden 2 milyona, yıllık patent başvuruları ise 414’ten 10 binin üzerine çıktı. Bu, 24 katlık bir artış ve Türkiye’nin yaratıcılığını koruma kültürünün zaferi. Bakan Kacır, bu verileri paylaşırken, “Türkiye’nin stratejik alanlarda kendi ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayabilen bir ülke olma yolculuğunu en önemli beka meselesi olarak gördüklerini” ifade etti. Gelecekte bu momentum, yapay zeka, yenilenebilir enerji ve biyoteknoloji gibi alanlarda Türkiye’yi lider konuma taşıyabilir. Artık sadece ithal eden değil, ihraç eden bir ekonomi gerçekliği kapıda.
Teknolojiye dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂