Türkiye, yenilenebilir enerji devrimini hızlandırmak için dev bir adım atıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 14. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK 2025) yaptığı açıklamada, 14.700 km uzunluğunda ve 40 GW kapasiteli Yüksek Voltajlı Doğru Akım (HVDC) hatlarının inşa edileceğini duyurdu. Bu mega proje, Türkiye’nin enerji altyapısını güçlendirerek küresel enerji dönüşümünde öncü bir rol oynamasını sağlayacak. İşte projenin detayları, teknolojik önemi ve Türkiye’ye katkıları.

Dev Yatırım: 40 GW Kapasiteli HVDC Altyapısı
Bakan Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini desteklemek için 28 milyar dolarlık bir yatırımla 14.700 km’lik HVDC hatları inşa edeceğini açıkladı. Buna ek olarak, alternatif akım (AC) şebekesine 15 bin km’lik yeni hatlar eklenecek. Proje, enerji ihracatını 6.750 MW, ithalatını ise 6.600 MW seviyesine çıkararak Türkiye’yi bölgesel bir enerji merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Bayraktar, 2035 hedeflerine ulaşmak için izin süreçlerinin sadeleştirileceğini ve yatırımların hızlanacağını vurguladı. Bu altyapı, Türkiye’nin enerji güvenliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası enerji ticaretinde stratejik bir konuma ulaşmasını sağlayacak.
HVDC Teknolojisi: Enerji İletiminde Devrim
Yüksek Voltajlı Doğru Akım (HVDC) sistemi, elektriği uzun mesafelerde düşük kayıpla taşıyan bir teknoloji olarak öne çıkıyor. Alternatif akımı (AC) doğru akıma (DC) dönüştürerek ileten bu sistem, hedef noktada tekrar AC’ye çevriliyor. HVDC’nin avantajları arasında düşük enerji kaybı, yüksek kapasite ve asenkron şebekeleri bağlama yeteneği yer alıyor. Özellikle deniz altı iletim gibi özel uygulamalarda vazgeçilmez olan bu teknoloji, Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelini verimli bir şekilde kullanmasını sağlayacak. Bayraktar’ın “sessiz devrim” olarak nitelendirdiği yenilenebilir enerji atılımı, bu altyapıyla güçleniyor.

Türkiye’nin Enerji Geleceği ve Küresel Etki
HVDC projesi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerini desteklerken şebeke darboğazlarını önlemeyi amaçlıyor. Geçen yıl İspanya, Portekiz ve Fransa’da yaşanan elektrik kesintileri, sağlam bir enerji altyapısının önemini ortaya koydu. Türkiye, bu yatırımla hem enerji arz güvenilirliğini artıracak hem de yenilenebilir enerji üretimini destekleyen YEKDEM mekanizmasını daha etkin hale getirecek. Proje, bölgesel enerji entegrasyonunu güçlendirerek Türkiye’yi Avrupa ve Ortadoğu arasında bir enerji köprüsü yapabilir. Ayrıca, çevre dostu bu teknoloji, karbon emisyonlarını azaltarak Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedeflerine katkıda bulunacak.
Teknolojiye dair diğer yazılarımıza bu linkten göz atabilirsiniz 🙂